Özel Seymen Darıca Eğitim Kurumları Kitap Kulübü, Mart ayı etkinliğini gerçekleştirdi. Seymen Koleji öğretmenleri, Yaşar Kemal’in “ Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana” adlı kitabını değerlendirmek için bir araya geldiler.
Edebiyat Öğretmeni Yalçın Uzuner tarafından iyi dilekler ve temennilerle açılış yapıldı.
Edebiyat Öğretmeni Deniz Çevik Gönül: “Yaşar Kemal, Adana’da doğmuş, eserlerinde de Anadolu insanını, Anadolu insanının yaşayış tarzını, ağalık rejimini ele almıştır. İnce Memed başta olmak üzere birçok eserinin de bu tema etrafında şekillendiğini görmek mümkündür. Eserlerinde ezilen, sömürülen ve bu sömürüye başkaldıran insanlar yer alır. Bu, Yaşar Kemal’in eserlerinin özelliğidir. “Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana” adlı kitabında Vasili’nin adadan ayrılmaması da bir başkaldırıştır. Poyraz Musa’nın ve Vasili’nin kitabın sonunda dost olması ise Yaşar Kemal’in, dili, dini, ırkı ne olursa olsun herkesin dostça yaşaması gerektiğini vurguladığı bir unsurdur.”
İngilizce Öğretmeni Savaş Atilla: “Yaşar Kemal, uluslar arası bir yazardır. Türkiye’de Nobel ödülü alması gereken bir sanatçıdır. Kendini örgün eğitimin dışına çıkarak yetiştirmiş, Anadolu’nun kültürel yapısını, Anadolu insanını en güzel şekilde yansıtmıştır. Kitabın adıyla da Yezidilere dikkat çekilmiştir.”
Müzik Öğretmeni Turgay Bozkurt: “Kitabı çok yönlü ele almak lazım. Mübadele dönemi ele alınmış ve bu dönemde göç etmeye zorlanan insanlar anlatılmıştır. Kitabı okurken yaşadığımız bölgeyi, Darıca’yı geçirdim sürekli aklımdan. Darıca’ya da mübadele ile yerleşmiş insanlar çok fazla. Ancak yazarın Kürtçe konuşan insanların dilini bira abarttığını gördüm.”
Ortaokul ve Anadolu Lisesi Müdürü İrfan Yılmaz: “Yaşar Kemal şüphesiz çok iyi bir yazar ancak ülkemizin insanlarını ayıran yazarlardan çok hoşlanmıyorum. Ermeni’yi övüp, Rus’u övüp Türk’ü yermek bence doğru değil. Bu eserin bazı bölümlerinde bu tarz ifadelerin yer aldığını gördüm.”
Genel Müdür Murat Kaya: “Bizim geçmişimizi geleceğe taşıyamamak gibi bir özelliğimiz var. Yaşar Kemal sıradan bir yazar değildir. Cumhuriyet’le birlikte doğmuş bir yazardır ancak Cumhuriyet’in getirdiği özgürlükleri yaşayamamıştır. Bu dönem, feodalitenin yoğun olarak yaşandığı bir dönemdir. Ezen ve ezilen bizim kültürümüzde çok fazla yer alır. Kafkasya tarihi, insanlık tarihidir. Kafkas insanları başkaldıran, kimseye boyun eğmeyen bir özelliğe sahiptir. Başkaldırı bitince de köleleşme başlar.”
Kurucu Temsilcisi Hamiyet Satı: “Tarih kitaplarının anlattıkların bakarak birçok kişiyi düşmanımız olarak kabul ediyoruz. Oysa çok yönlü araştırmaların yapılması gerekir. Bu eserin de tarih koktuğunu gördüm ve bu tarzda yazılmış didaktik eserleri çok beğeniyorum. Kitapta mübadele dönemi ve bu süreçte yaşanan acılar, insanların yerlerini yurtlarını bırakıp gitmek zorunda kalmaları ele alınmıştır. Hepimizin ailesinde bu tarz acıları yaşamış insanlar vardır. Yunanistan’da yaşayan Türkler buna başkaldırmıyor ancak Rumlar öyle yapmıyor. Türk insanı için toprak kutsal. Kitapta insanların acıları, dostlukları çok iyi kurgulanmış. Kitabın bana yeni ufuklar açtığını ve beni araştırmaya sevk ettiğini söyleyebilirim.”
Edebiyat Öğretmeni Yalçın Uzuner: “Orhan Pamuk ya da Yaşar Kemal gibi yazarların kişiliklerinden çok edebi özellikleriyle ilgilenmeliyiz. Milletimiz, kendi özelliklerinin farkında olmalı ve kendini yenileyerek daima ileriye gitmeyi hedeflemeli. Yaşar Kemal"in kitabında: " Türklerin adaya gelmesiyle birlikte adada ağaçlar kesilmeye başlandı." cümlesini pek de anlayamadım. Kendi değerlerimizi küçük görmemeliyiz. Arabalar filminde İngiliz bir uçak, düşme riski yaşıyor. Kurtulduğunda diğer uçak: " Sen ağlıyor musun?" diyor. O da:" Hayır, ben İngiliz"im diyor. Öz kimliğimize sahip çıkmalı ve okuyan bir toplum olmalıyız.”
Sayın Kurucu Temsilcimiz, Sayın Genel Müdürümüz, Sayın Anadolu Lisesi ve Ortaokul Müdürümüz, Kıymetli Öğretmen arkadaşlarım, okuma etkinliğine vermiş olduğunuz katkıdan dolayı hepinize teşekkür ederek bugünkü okuma etkinliğimizi sonlandırıyorum.”